Üniversite öğrencilerinin geliştirdiği otonom tarım robotu “Bögü” seri üretim için gün sayıyor
Ankara Üniversitesi öğrencilerinin geliştirdiği tarladaki yabancı otları tanımlayıp ilaçlayan otonom tarım robotu “Bögü”nün TürkTraktör tarafından iki yıl içinde seri üretiminin yapılması planlanıyor.
Tarımda dijitalleşmenin ehemmiyeti her geçen gün artarken, bu dalda de yeni teknolojilere muhtaçlık duyuluyor.
Ankara Üniversitesi Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği Kısmı öğrencilerinin kurduğu YASUN Kadrosu, AR-GE çalışmaları yürüterek tarımda dijitalleşmeye katkı sağlıyor.
Öğrencilerin geliştirdiği insansız otonom tarım robotu Bögü, manzara sürece teknolojisiyle yabancı otlarla kültür bitkilerini ayırt edebiliyor.
Tarlada yalnızca yabancı otlara ilaç püskürten Bögü, bitkilere ve toprağa ziyan vermeden tarım topraklarını koruyor. Ayrıyeten ilaç maliyetlerinin azaltılmasına da yardımcı oluyor.
“Dijitalleşmeyi dala yansıtıyoruz”
Ankara Üniversitesi Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği Kısım Lideri Prof. Dr. Ahmet Çolak, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, tarımda çok süratli gelişmelerin yaşandığını ve akıllı tarım kavramının ortaya çıktığını söyledi.
Akıllı tarımda, sensörler, coğrafik bilgi sistemleri ve iklimin birlikte yönetildiğini anlatan Çolak, “Türkiye su yoksulu bir ülke. Suyun çok akılcı kullanılması lazım. Tohumun, gübrenin, ilacın atılması da değişken ölçülerde uygulanması gereken bir şey. Bu da teknoloji gelişimini gerektiriyor. Bütün bunları bir ortada yönetebilmek için çok sayıda dijital öge devreye girmiş durumda. Bilgi idaresi son derece kıymetli.” diye konuştu.
Pancar ve havuç hasadından, ekim ve toprak işlemeye kadar birçok alanda makine geliştirdiklerini belirten Çolak, otonom makinelerle, sera ve tarla robotlarının da bu teknolojilere eklendiğini kaydetti.
Çolak, yeni tarım teknolojilerine ait bilgi vererek, şöyle konuştu:
“Görüntü sürece teknikleri, bilgi idaresi kaynaklı bulut sistemi, yapay zeka sistemleri, makine öğrenmesi, derin öğrenme, makine görüsü ve manzara sürece teknikleriyle, eser, hasat vakti, rekolte, hastalık ve ziyanlı belirleme üzere süreçler büsbütün elektronik gözlerle yapılıyor. Biz tarımda bu noktaya yanlışsız gidiyoruz. Türkiye’de bizim alanımızda çalışan tüm akademisyenler, dünyadaki teknolojik gelişmeye ayak uydurmaya ve ülkemiz tarımını da bu halde modernize etmeye çalışıyor.”
“Seri üretime geçecek”
Üniversite kadrosuyla 2022’de TEKNOFEST’e katıldıklarını ve bu aktifliğin kendilerine çok şey öğrettiğini lisana getiren Çolak, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Orada YASUN Takımı’mızın Bögü makinesi görücüye çıktı. Bu araç, tarlada bitkiyi ve yabancı otu ayırt ederek, yalnızca yabancı otu ilaçlayan, ona ilaç püskürten bir sistem, imaj sürece teknolojisi kullanılarak yarı otonom olarak geliştirildi. Daha sonra yapılan çalışmalarla birlikte TürkTraktör firması bu projedeki 5 mezunumuzu istihdam ederek onlara özel bir AR-GE ünitesi kurdu. Bu özel AR-GE ünitesinde bu Bögü ile başlayan süreç artık bir tarla robotuna dönüştü. Firma kendi markasıyla iki yıl içerisinde seri üretime geçecek ve artık Türkiye tarımında bizim ziraî alanlarımızda bu robotlar devreye girecek.”
Çolak, hayvancılıkta da yem, süt sağım ve buzağı besleme robotları üzere çok sayıda aygıtın devreye alındığını anlattı.
Çolak, bu yıl düzenlenecek TEKNOFEST’te de uzunluk göstereceklerine işaret ederek, “Bir küme öğrencimiz, etraf denetim ve data toplama sistemleriyle bu yıl TEKNOFEST’e katılıyor. Biz de akıllı sulama sistemleriyle katılıyoruz.” dedi.
Öğrencilerin yeni projesi “Ekinazör”
Bir öğrenci grubunun de “Ekinazör” ismini verdikleri sistem üzerinde çalıştığını bildiren Çolak, “Burada ilaç püskürtme yok, çapa var. Bu çapa, yabancı otu görünce çok süratli biçimde hareket ediyor. Yeniden manzara sürece sistemi, makine öğrenmesi var. Yabancı otların hangileri olduğunu sistemin tanıyabilmesi lazım. Sistem, süratli biçimde çapayla bitkiyi köküyle birlikte topraktan uzaklaştırıyor. Burada su idaresi çok değerli. Su idaresi konusunda akıllı sistem geliştirmeye çalışıyor öğrencilerim.” sözlerini kullandı.
Çolak, bu teknolojilerin geliştirilmesinde gençlere güvenerek, onlara her türlü imkanının sağlanması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Burada inovasyon ve akran eğitimi ünitesi kurduk. Dekanlığımız, rektörlüğümüz takviyeler veriyorlar lakin kâfi değil. Daha fazlasını öğrencilerimiz bizlerin de takviyesiyle sponsor aracılığıyla buluyor. Firmalarımıza sesleniyorum, bütün üniversitelerimizde misal çalışmalar var, hepsine dayanak olsunlar. Gençlik nitekim çok değerli, yazılım konusunda dünyayla rekabet edebileceğimiz zeki bir kitleye sahibiz. Devlet idaremizden de kesimimize takviye bekliyoruz. Tarıma da artık teknoloji damgasını vurdu.”
Reklamdır
