(ANKARA) – Bakanlar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili açıklamalarına reaksiyon gösterdi.
Cumhurbaşkanlığı Kabine üyeleri, CHP Genel Başkanı Özel’in CHP’nin 21’inci İnanılmaz Kurultayı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili açıklamalarına reaksiyon gösterdi. Bakanların açıklamaları şöyle:
Ticaret Bakanı Ömer Bolat: Türkiye’de siyaset tarihinde ismi cunta ve darbecilerle yan yana anılan tek parti olan CHP’nin ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yolsuzluk ve şaibelerle ilgili tartışmaları perdelemek ve gündemi değiştirmek için her gün öteki bir palavraya ve iftiraya sarıldıklarını üzülerek görüyoruz. Ömrünü milletine hizmet etmeye adamış olan ve 22 yıldır milletinin büyük bir dayanağı ile girdiği her seçimden zaferle ayrılmış olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve hükümetimizin ismini “cunta” ile yan yana anmak tek söz ile iftiradır. CHP’ye Sayın Cumhurbaşkanımızın adını kirli siyasetlerine gereç etmeden evvel kendi tarihine bakmasını öneriyoruz. Ayrıyeten cuntacılarla mukadderat arkadaşlığı yapmış olan CHP’yi Türkiye’ye karanlık günleri yaşatan geçmişi ile hesaplaşmaya çağırıyoruz.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu: Türkiye Cumhuriyeti’nin aziz milletinin şanlı takdiriyle ve hür iradesiyle seçtiği Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ve hükümetimizi amaç alarak “cunta yönetimi” ve “meşrutiyetini yitirmiştir” kelamlarını sarf eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamaları hiçbir suretle kabul edilemez. Muhalefet etmek demokratik bir haktır; dirayetli ve unsurlu bir siyasetle ülkemizin birliği ve beraberliğine helal gelmeden sorumluluk gerektiren bir hassasiyetle kullanılması temeldir. Elde etmeyi umdukları kelamda bir Pirus zaferi uğruna seçilmiş ulusal iradeyi keyfi bir biçimde yok sayan bir lisan kabul edilemez. Sayın Cumhurbaşkanımız, siyasi tarihimizdeki varlığını demokratik seçimler üzerine inşa etmiştir. Ezcümle, Özgür Özel’in tabirleri gerçeklikten kopuk, çarpık bir fikir biçiminin eseridir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş: Cunta; 27 Mayıs sabahı radyodan millete karşı okunan bildiridir. Cunta; 12 Eylül sabahı, tankların gölgesinde susturulan halktır. Cunta; 28 Şubat’ta manşetlerle kurulan kirli tertiptir. ve siz, daima o cunta nizamlarının gölgesine sığınanlardansınız! Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, sadece milletine güvenmiş, yalnızca milletine dayanmıştır. Vesayet odaklarıyla ve cuntalarla gayret ederek millet iradesini hakim kılmıştır. Cunta arıyorsanız, kendi tarihinize bakın! Bu millet, sizi de cunta sevdalılarınızı da çoktan aştı. Türkiye, sizin vesayet özlemlerinize dönmeyecek kadar büyük ve güçlüdür.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan: CHP Genel Lideri Özgür Özel’in Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yönelik “cunta” sözünü kullanması en hafif tabiriyle milletin hür iradesine hakarettir. Aziz milletimizin iradesiyle, girdiği seçimleri kazanan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize lisan uzatan, meşruiyetini sorgulayan hadsizler evvel kendi tarihlerini, vesayetle kol kola yürüdükleri devirleri, demokrasiyi hiçe saydıkları uygulamaları hatırlasınlar. Hain darbe teşebbüsüne milletimizle birlikte dur diyen, vesayet odaklarının kirli planlarına karşı her daim milletin iradesinden öteki bir irade tanımıyorum diyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı maksatlarına ilerlemeye devam edeceğiz. Ulusal iradeye “cunta” diyenler evvel partilerinde yaşadıkları skandalları açıklasın!
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır: Birinci sefer direkt halk oyuyla seçilen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetimizi cunta olarak nitelemek, Türk Milletinin hür iradesine saygısızlıktır. Ana muhalefet partisi, Ulusal İrade hazımsızlığından kurtulamıyor. Cuntacılık, 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 28 Şubat’tan 27 Nisan’a ulusal iradeye karşı darbelerin ve muhtıraların destekçisi demokrasi düşmanlarına yakışan bir unvan. Türkiye, hiçbir şeyin eskisi üzere olmayacağı yeni dünya sisteminin oyun kurucu güçlerinden bir olacak. Bu seyahati akamete uğratmak için içeriden-dışarıdan yapılan hiçbir atak başarıya ulaşamayacak.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: CHP Genel Lideri’nin, milletin hür iradesiyle seçilmiş Cumhurbaşkanımıza ve legal hükümetimize yönelik “cunta yönetimi” iftirası, yalnızca siyasi nezaketsizlik değil; demokrasiye yönelmiş açık bir taarruzdur. Bu telaffuz, sandığı içselleştiremeyen, milletin kararını yok sayan eski vesayet zihniyetinin bugünkü izdüşümüdür. Bu millet 27 Mayıs’ı da 12 Eylül’ü de 28 Şubat’ı da 15 Temmuz’u da yaşadı. O karanlık periyotlarda darbecilerin önünde saf tutan, tankların gölgesinde siyaset yapanlar aşikardı. Bugün Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize “cunta yönetimi” diyerek konuşanlar, dün cuntayla kol kola yürüyen zihniyetin devamıdır. Arşivler, CHP’nin darbelerle iç içe geçmiş siyasi sicilini bir bir ortaya koymaktadır. Bugün birebir CHP, bağımsız yargıyı maksat alarak yeni bir vesayet nizamı kurmanın peşindedir. Mahkeme kararlarını tanımayan, hakimi beğenmeyince adaleti çiğneyen bu anlayış, aslında milletin seçtiklerine değil; milletin kendisine düşmanlık etmektedir. CHP, darbelerle güç devşirmiş, vesayetle iktidar aramış bir partidir. Bugün de o karanlık geçmişin alışkanlıklarıyla, halkın iktidarını itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Fakat artık o evreler geride kalmıştır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bu millet bir daha ne darbecileri affeder, ne de onlara selam duranları görmezden gelir. Bu topraklarda artık ne vesayet meblağ ne de iftira işler. Bu ülkede kelam de karar da gelecek de milletindir.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı:
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Siz o cuntacılık işlerini bizden düzgün bilirsiniz. Milletin helal oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımıza ‘cuntacı’ demek, lakin sırtını vesayete dayayanların lisanıdır. Kişi kendinden bilir işi. Milletin iradesini yok sayanlar, bu millete hem özür hem de ahlaklı siyaset borçlular.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar: Milletin sandıkta tekraren onayladığı, her periyotta darbe heveslilerine karşı gövdesini siper etmiş bir başkana “cunta başkanı” demek siyasi acziyetin açık bir dışa vurumudur. Cumhurbaşkanımız tanklara karşı milletiyle birlikte yürümüş, gecesini gündüzüne katarak ulusal iradeye sahip çıkmış bir önderdir. Siyasi rekabet, iftira ve çarpıtmalarla değil, milletin karşısına çıkıp ondan yetki istemekle olur. Cunta arayanlar dönüp 15 Temmuz gecesine, o gece kimlerin nerede durduğuna baksın.
