Türkiye’nin nüfus manasında en büyük ilçe belediyeleri ortasında 5. sırada yer alan Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, düzenlediği basın toplantısından Cumhuriyet Halk Partisi‘nden (CHP) istifa ettiğini açıkladı. Umut Yılmaz ile birlikte CHP’li 5 meclis üyesi de partisinden istifa etti. CHP’den istifa ettiğini çok sert sözlerin yer aldığı bir basın toplantısı ile açıklayan Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, partisi tarafından kendisine kumpas kurulduğunu, genel merkez, milletvekilleri ve vilayet idaresi tarafından yalnız bırakıldığını belirterek şok tezlerde bulundu.
AK PARTİ’YE GEÇECEK Mİ?
Partisine reaksiyon gösteren Yılmaz “Aileme tehditlerde bulundular, yardımcım silahlı akına uğradı, Genel Merkez sessiz kaldı” dedi. AK Parti yahut bir diğer partiye geçme kararına ait soruları cevapsız bırakan Yılmaz, “Şu an için bağımsızım” dedi.
Seçildiği günden itibaren yaşanan gelişmeleri anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Şehitkamil Belediye Başkanı olarak bugüne kadar adaleti gözeterek, adalet, liyakat ve şeffaflık unsurlarından sapmadan, dürüst ve sorumlu bir idare anlayışıyla misyonumuzu yerine getirmeye çalıştık. Lakin bugün geldiğimiz noktada, şahsi ihtiraslar peşinde koşanların, iftira siyasetinin ve ahlak dışı kumpasların belediye idaresini felç ettiğini üzülerek belirtmek zorundayım.
“ARTAN BASKILAR TEHDİTLER İLE HALKIN İRADESİNE MÜDAHALE EDİLDİ”
Gün be gün artan baskılar, tehditler, itibarsızlaştırma uğraşları ve belediyeyi bir çıkar kapısı gören anlayışa karşı uğraş ederken, sırf şahsıma değil, Gaziantep halkının da iradesine müdahale edilmiştir. Belediye meclisinde halkın çıkarlarına muhalif karar almak için kurulan bir kısım çıkar çeteleri, millete hizmeti engellemek hedefiyle yaratılan yapay krizler ve kimi milletvekilleri ile bir kısım meclis üyelerimizin eliyle yürütülen kumpaslar artık tahammül edilecek durumu aşmıştır.
“CHP’Lİ BİR BAŞAKIN CUMHURİYET SAVCILIĞINDA TABİR VERDİRMEK İÇİN SIRAYA GİRDİLER”
Bu yaşananlar yalnızca siyasi bir rekabet değil, tıpkı vakitte bir ahlaki ve vicdani çöküştür. Belediyeyi halkın hizmeti için değil, kenti menfaati için kullanmak isteyenlere karşı bugüne kadar onurla gayret ettim. Lakin kendi partilisi tarafından kendi belediye lider yardımcısının silahla vurulması, Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesi tarafından her meclise adamlar getirtilerek tekrar Cumhuriyet Halk Partili benim, yani bir belediye liderinin dövdürülmeye çalışılması, Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesi tarafından bir diğer Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesinin meclis binasında dövdürülmesi, Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesi tarafından avukatlık ofisinin basılması, Partili tarafından konutumun görüntülerinin çekilerek ailemin tehdit edilmesi, Toplumsal medyadan her gün hakaretler, iftiralar, palavralar söylenilmesi, Meclis üyesinin Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesinin kardeşinin yirmi dört kez beni CİMERE şikayet ederek, hakkımda palavra, iftiralarla algı oluşturmaya çalışılması ve en acısı, benim için en katlanılmazı, Cumhuriyet Halk Partisi bir kısım meclis üyelerinin Cumhuriyet Halk Partili belediye liderini Cumhuriyet Savcılığında söz verdirmek için, tanıklık vermek için sıraya dizilmesi.
“CHP BENİ YALNIZ BIRAKTI”
CHP Vilayet Başkanlığının Belediye Liderine sahip çıkmaması, milletvekillerinin öteki işler içine girmesi, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nin beni burada yalnız bırakması beni çok üzmüştür. Halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye liderine yönelik bu açık ataklara sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır. Bugüne kadar her türlü çıkar bağına, rant üzerine ve siyasi kumpasa göz yuman, direkt dayanak olan bir anlayışla artık yol yürümem mümkün değildir.
“ŞAHSIMA VE AİLEME YÖNELİK SİSTEMATİK AKIN YAPILDI”
Şimdi açıkça söz ediyorum. Hiçbir husus halkın duasından, alın terinden, hayır duasından benim için daha değerli değildir. Bu karar ani alınmış bir karar değildir. Uzun mühlet devam eden bir sürecin, bir vicdani sağ duyunun kararıdır. Aylardır şahsıma, aileme yönetilen sistematik akınlar, itibarsızlaştırma eforları ve karakter suikastları artık bizi bu noktaya getirmiştir. Benim için siyaset, halka hizmetin ismidir. Makam, mevki, koltuk bu anlayışın ne ön şartı ne de maksadıdır.
“BABAM DA OLSA BİREBİRİNİ YAPARDI”
Bu noktada kendime şunu sordum. Babam Ahmet Yılmaz, Şehitkanli Belediyesi’nin birinci belediye lideri. Bugün olsaydı sanki ne yapardı? O hakikat, dürüst, şeffaf bir formda bu idaresi, bu prensiplerle bu belediyeyi yönetmişti. Babam da bugün olsa benim yaptığımın birebirini yapardı.
“YOL YÜRÜDÜĞÜM MECLİS ÜYELERİNİ EZDİRMEYECEĞİM”
Yol yürüdüğüm meclis arkadaşlarımın hukukunu, kendi hukukumun önünde tutacağımı da bu vesileyle açık bir aktiflikle belirtmek istedim. Onların emeğini, vicdanını ve çabasını ferdî çıkarların gölgesinde ezdirmeyeceğim. Onların yanında durmak benim için siyasi değil, insani bir vazifedir. Ayrıyeten benim, vazife yaptığım yol arkadaşlarımın, yüzü ak, alnı açıktır. Bugüne kadar kamuoyuna palavra iftiralarla hakkımda hakaretler, palavralar söyleyen insanlara bir kelamım var. Ben buradayım, savcılık orada, adliye orada, elinizde ne evrak varsa götürün.
“BU KARAR BİR DURUŞUN AHLAKIN SEVDANIN İLANIDIR”
Milletin vicdanı, hakikati er ya da geç ortaya çıkartacaktır. Bu karar yalnız bir partiden ayrılma kararı değildir. Bu karar bir duruşun, bir ahlakın, bir vicdanın, bir halk sevdasının ilanıdır. Bu karar, onurlu bir çabanın, inançla girilmiş bir yolun ve samimi bir hizmet anlayışının dışarı vurumudur, ve unutulmamalıdır. Gücünü makamdan değil, halktan alan herkesin yolu sürekli açıktır. Bu vesileyle tüm Meclis üyesi arkadaşlarımla birlikte Cumhuriyet Halk Partisi’nden istifa ettiğimizi kamuoyuna hürmetlerimle ilan ediyorum.
