(ANKARA) – Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, proje okulu atamalarının keyfi yapıldığını ve kriterlere dayalı olmadığı belirterek, “Yüzlerce nitelikli ve tecrübeli öğretmen ve eğitim yöneticisi, hak ettikleri halde bakanlık takdiri sonucunda proje okullarına atanamamıştır. Bu durum yalnızca şahsî mağduriyetler yaratmıyor, tıpkı vakitte eğitimin de niteliğini direkt etkiliyor. Atama yöneticilerinin büsbütün Bakanlık onayına bağlandığı mevcut sistem; liyakati büsbütün ortadan kaldırmış, öğretmen ve yönetici atamalarını büsbütün siyasal ve sendikal yakınlık tabanına indirmiştir. Atamalarda; mesleksel kıdem, hizmet müddeti, akademik yeterlilik ve performans üzere objektif kriterlerin olmaması, bu uygulamaların keyfiliğini gözler önüne sermektedir” dedi.
“Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ‘2025 Yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme’ imtihanının sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Açıklanan sonuçlar, eğitim sendikaları tarafından belli “kriterlere dayanmadığı” ve “keyfi” olduğu gerekçesiyle eleştirilirken; bir reaksiyon de Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak’tan geldi.
Proje okulları atamalarında liyakatin temel alınması ve siyasi takımlaşma uygulamarına derhal son verilmesi gerektiğini söyleyen Irmak, şöyle konuştu:
“Proje okulları atamalarında liyakat temel alınmalı ve siyasal takımlaşma uygulamalarına derhal son verilmeli. 2025 yılı atamaları, tıpkı geçmiş yıllarda olduğu üzere, tekrar şeffaflıktan uzak, liyakat unsurunu hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirildi. Proje okullarına yapılan atamalarda süreç; somut, ölçülebilir, objektif hiçbir kritere dayanmıyor. Büsbütün siyasi ve idari takdirlerle şekillendiriliyor. Bakanlık, rastgele bir kriter ilanı yapmadan; kıdem, hizmet puanı ya da mesleksel yeterlilik üzere objektif göstergelere bakmadan istediği üzere öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabilmektedir. Bu, asla kabul edilebilir bir şey değildir.
“Bu durum yalnızca ferdî mağduriyetler yaratmıyor, tıpkı vakitte eğitimin de niteliğini direkt etkiliyor”
Emek, birikim ve mesleksel yetkinlik yok. Adalet yok. Hakkaniyet yok. Büsbütün siyasi sadakat; mesleksel yeterlilik ve liyakatin yerini almıştır, maalesef. Proje okullarında öğretmen ve yönetici atamaları uzun müddettir siyasi sadakatin belirleyici olduğu bilinmektedir. Ayrıyeten, 2025 yılı atamaları bu tabloyu hiç değiştirmemiştir, maalesef. Yüzlerce nitelikli ve tecrübeli öğretmen ve eğitim yöneticisi, hak ettikleri halde Bakanlık takdiri sonucunda proje okullarına atanamamıştır. Bu durum yalnızca şahsî mağduriyetler yaratmıyor, tıpkı vakitte eğitimin de niteliğini direkt etkiliyor. Atama yöneticilerinin büsbütün Bakanlık onayına bağlandığı mevcut sistem; liyakati büsbütün ortadan kaldırmış, öğretmen ve yönetici atamalarını büsbütün siyasal ve sendikal yakınlık yerine indirmiştir. Atamalarda; mesleksel kıdem, hizmet mühleti, akademik yeterlilik ve performans üzere objektif kriterlerin olmaması, bu uygulamaların keyfiliğini gözler önüne sermektedir.
“Bu eğitim kurumları, iktidarın art bahçesi değildir”
Bu uygulamalar, kamu idaresi unsurlarına, hukuka ve kamu faydasına açıkça alışılmamıştır. Bu eğitim kurumları, iktidarın art bahçesi değildir. Buna da müsaade vermeyeceğiz. Eğitim kurumlarını siyasal iktidarın art bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama siyasetlerinden derhal vazgeçilmelidir. Eğitimde eşitlik, adalet ve bilimsellik temel alınmalıdır. Bunun için atılması gereken adımlar da belirlidir. Eğitim kurumlarının, iktidarın siyasete müdahale ettiği birer art bahçe haline getirilmesine de seyirci kalmamız mümkün değildir. Eğitim-Sen olarak bu adaletsizliğe karşı tüzel süreci sonuna kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir. Tüm eğitim işçilerini bu haksız ve hukuksuz uygulamaya karşı birlikte olmaya, birlikte gayrete davet ediyorum.”
Reklamdır
