(ANKARA) – MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Hiç kimse boşuna imza toplayıp erken seçim hayali kurmamalıdır. Türk milletinin dayanağıyla seçilen Sayın Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi vazifesinin başındadır. Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi seçimlerin vaktinde yapılması tarafındadır ve bu irade katidir. Ayını vakitte Türk ve Türkiye Yüzyılı maksatlarına ulaşma azmimiz çok güçlüdür. Vakit hizmet vakti, icraat vakti, ıslahat vakti, yükseliş vakti, kucaklaşma vakti, toplumsal ve ekonomik sıkıntıları aziz milletimizin beklenti ve talepleri doğrultusunda çözme vaktidir” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yazılı bir açıklama yaparak gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 Nisan 2025 tarihinde yapılan 21. Fevkalâde Kurultayı siyaset ve demokrasi hayatımıza taze ve yeni bir nefes vermek yerine kara leke olarak geçmiştir. Siyasi bozgunculuk, Türkiye tersliğinden mülhem telaffuz ve hareket bulanıklığı, bu partinin idare kademesine A’dan Z’ye kanser hücresi üzere nüfuz etmiştir. CHP Genel Lideri’nin nefret saçan lisanı, son derece çarpık ve dağınık üslubu, ülkemiz ve milletimiz ismine esef verici olduğu kadar demokrasi kültürünü zehirleyecek boyutlara sancılı halde ulaşmıştır. Türkiye böylesi kirli, kifayetsiz ve kindar bir muhalefet anlayışına, üstelik iliklerine kadar gayri ulusal ve faşizan özellikleri barındıran icazetli bir siyasi yapıya elbette mahkum ve müstahak değildir. CHP’nin 21.Olağanüstü Kurultayı, baştan ayağa aşikar olan kuşkulu ve kumandalı bir senaryo kapsamında, muhtemelen de ülkemiz aleyhine plan yapan iç ve dış mihrakların tazyik, tertip ve etkisiyle gerçekleşmiştir. Mezkur 6 Nisan Kurultayı’nın her etabında nükseden ayak oyunları, tedavüle sokulan dedikodu ve iftira kampanyaları, aleni fırtınaya dönen alavere ve dalavereler tüzel değilse bile ahlaki ve demokratik meşruiyeti tartışmalı hale getirmiştir.
Ülkesine ve milletine ekonomik boykot uygulayan, yerli ve ulusal sermayeye cephe açan; daha vahim anlatımla siftaha, nafakaya, rızka, helal yarara düşmanca saldıran bir partinin bugünkü süreçte tarihin hangi karanlık noktasına paldır küldür yuvarlandığı güzelce anlaşılmış, açıklığa kavuşmuştur.
“CHP, yasa dışı marjinal kümelerin sözcüsü, Türkiye düşmanlarının gözcüsü durumuna düşmüştür”
Siyonist ve emperyalist barbarlıkla CHP Genel Başkanı ve yönetimi aynı fotoğraf karesine girmiş, birebir emel ve gayelerde birleşmiş, Türkiye’ye karşı da bilenmiştir. Boykot ve sokaklara davet daveti, CHP’nin siyasi ihtirasları uğruna milletimizi ve ülkemizi nasıl ateşe atmaya hazır olduğunu netleştirmiştir. Nitekim CHP, tüketimi durdurmak için hasımlık kartını alana sürerken, aslen ve esasen siyasi, fikri ve ahlaki tükeniş sürecini hızlandırmıştır. Görünen gerçek şudur: Saraçhane-Söğütözü ve Silivri ortasında cereyan eden rant, ikbal ve siyasi mahiyetli çıkar rekabeti; hatta bu minvalde daima derinleşen, hizipler ortasında gitgide şiddetlenen kutuplaşma ve çatışma hali iç barışımızı, ulusal güvenliğimizi ve toplumsal huzurumuzu kırılma noktasına kadar bükmenin gayesine hizmet etmiştir. CHP, yasa dışı marjinal kümelerin sözcüsü, Türkiye düşmanlarının gözcüsü durumuna düşmüştür. Bu yaka silkilecek ve utanç duyulacak tablo, bir partinin siyaset yerine dış güçlerin taşeron ve dönen tekeri olduğunu ibretle tescillemiştir.
“Cunta demek CHP demektir, bunu bilmeyen de yoktur”
CHP’nin muhteris Genel Lideri’nin 6 Nisan Kurultayı’nda yaptığı konuşma, işin özünde bir çiğlik, çirkeflik ve nahoşluk manifestosundan öte bir mana taşımamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımıza ‘cunta başı’ iftirası tam manasıyla akıl tutulması, zeka yoksunluğu, sağduyu yoksulluğu, gerçeğin ve ulusal iradenin aydınlığına tahammül edemeyen potansiyel darbe meraklısı bir zavallının hezeyanıdır.
Siyasi tarihimizin ısdıraplı sayfaları karıştırıldığında, bunun yanında ulusal hafızanın sabırla deşifresi yapıldığında cunta sözünün aynısının tıpkısıyla CHP’de karşılık bulduğu ve siyasi şablonuna uyduğu görülecektir. Cunta demek CHP demektir, bunu bilmeyen de yoktur. Sayın Cumhurbaşkanımıza bu alçak bühtanı reva görenlerin aklından ve hayalinden neyin geçtiği, demokrasi dışı periyotlara duyulan hasretin nasıl depreştiği, her vicdan sahibi insanımızın malumudur. Şayet CHP Genel Başkanı, cuntacı arıyorsa yüzünde sırıtan ve her ulusal hadise sonrasında aşınan demokrasi maskesini çıkarıp aynaya bakmalı veya tek parti olmakla nam salmış CHP’nin postallar üzerine inşa edilmiş rehinli tarihini okumalıdır. Bu şahıs, kurşun askerliğine özendiği çevrelerle yol yürümekte ısrarlıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın meşruiyetini sözde tartışmaya yeltenmek, bununla da kalmayıp cuntacılıkla suçlamak bir nevi darbe çığırtkanlığından diğer şey değildir. 15 Temmuz’daki hain FETÖ kalkışmasını iradesiyle toprağa gömen Türk milleti, Türkiye’de darbeler periyodunu şahsen helal kanıyla kapatmıştır. Bu sahiden ders çıkaramayanlar varsa, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize darbeye heveslenenler, CHP’nin davetiyle ortaya çıkacaksa, 15 Temmuz’dan daha acıklı bir sona hazır olmaları gerektiğini hatırlatmak ikazen ve ihtaren boynumuzun borcudur. Türk milleti, iradesine pranga vurulmasına asla müsaade etmeyecek, iç cephesinin taciz ve tahribine müsaade vermeyecektir.
“Herkes söylediği kelama daha dikkat etmelidir”
Demokrasimize ve millet iradesine müdahale etmeyi aklından kim ya da kimler geçiriyorsa Türk milletinin kudretiyle yerle yeksan olacaklarını bilmelerinde sayısız ve sonsuz fayda vardır ve açıktır. CHP Genel Lideri’nin başını çektiği demokrasi ve hukuk muarızı koroyu, sorumsuz ve suçluluk telaşıyla yapılan bayağı açıklamalardan uzak durmaya, ayaklarını denk almaya ve sükunete davet ediyorum. Terörsüz Türkiye amacı istikametinde adım adım ilerleyişin yaşandığı şu günlerde, herkes söylediği kelama daha dikkat etmelidir. Bölgemizin ve dünyamızın sıkıntı günlerden geçtiği bir periyotta iç cephemizi sarsmaya ve gedik açmaya çalışan müflis, müfrit ve münafık siyaset tellallarına asla merhamet ve müsamaha gösterilmeyecektir. Biliyor ve inanıyoruz ki; Türk milleti siyasi jakobenlere ve ruhu cuntacı olan hasis ve hain güruha değil Cumhur İttifakı’nda geleceğini görmeye ve kardeşçe yaşamanın muazzez nimetlerini korumaya devam edecektir.
“Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi seçimlerin vaktinde yapılması yönündedir”
Hiç kimse boşuna imza toplayıp erken seçim hayali kurmamalıdır. Türk milletinin dayanağıyla seçilen Sayın Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi misyonunun başındadır. Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi seçimlerin vaktinde yapılması istikametindedir ve bu irade mutlaktır. Ayını vakitte Türk ve Türkiye Yüzyılı maksatlarına ulaşma azmimiz çok güçlüdür. Vakit hizmet vakti, icraat vakti, ıslahat vakti, yükseliş vakti, kucaklaşma vakti, toplumsal ve ekonomik sorunları aziz milletimizin beklenti ve talepleri doğrultusunda çözme vaktidir.”
