(ANKARA) – CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçilerin borçlarını ödeyememeleri nedeniyle 2027 yılına kadar borçların ötelenmesi ve çiftçinin traktörüne tarlasına icra yoluyla el konulmaması için kanun teklifi verdim. Zira alana gittiğimiz vakit görüyoruz çiftçi borçlanarak üretim yapıyor. Eser paha bulmadığında girdi maliyetleri, ilacı, tohumu, gübresi, mazotu arttığında da çiftçinin gelir sarfiyat de istikrarı bozuluyor. Çiftçi de üretici de borçlu” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye tarım dalında çiftçilerin karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklar ve bu zorlukların neden olduğu sonuçlara ait açıklama yaptı. Gürer, çiftçilerin borçlarını ödeyememesi nedeniyle tarlaların icra yoluyla satışa çıkarıldığını belirterek, bu durumun tarım bölümü için önemli bir tehdit oluşturduğunu tabir etti. Gürer, çiftçilerin borçlarını ödeyememesi nedeniyle tarlaların icra yoluyla satışa çıkarıldığını belirterek, şöyle konuştu:
“2024 yılı çiftçiler için kara bir yıl oldu. Çiftçiler düşük alım fiyatları nedeniyle girdi maliyetlerinin de yüksekliğinden ötürü ürettikleri eserden para kazanamadılar. O denli olunca kredi borçlarını ödeyemediler. Bunun sonucu kapıya dayanan icra oldu. 2025 yılının birinci üç ayında 111 traktör icra yoluyla satışa çıkarılmıştı. 2025 yılının mart ayında 2 bin 937 tarla icra ya da sulh mahkemeleri tarafından satışa çıkarıldı. Birinci 24 günde bin 959 tarlanın satışı icra yoluyla gerçekleşirken 24-31 Mart aralığında 978 tarla daha satışa çıkarılmış oldu. Çiftçinin traktörüne icra gelirse, tarlasına icra gelirse borcunu nasıl ödeyecek? Baktığımız vakit tarlaların satıldığı yerlere, tarımın ağır olduğu bölgeler. Kayseri’de 42, Balıkesir’de 41, Afyon’da 32, Bursa’da 29, Eskişehir’de 40, Kırklareli’nde 33, Ankara’da 29 tarla, icra daireleri ya da sulh mahkemeleri tarafından satışa çıkarılmış bulunuyor.
“Çiftçilerin 2027 yılına kadar borçların ötelenmesi için kanun teklifi de verdim”
Çiftçilerin borçlarını ödeyememeleri nedeniyle 2027 yılına kadar borçların ötelenmesi için kanun teklifi de verdim. Ayrıyeten traktörün tarlanın icra yoluyla el konulmaması için de kanun teklifi verdim. Zira alana gittiğimiz vakit görüyoruz çiftçi borçlanarak üretim yapıyor. Eser paha bulmadığında girdi maliyetleri, ilacı, tohumu, gübresi, mazotu arttığında da çiftçinin gelir sarfiyat de istikrarı bozuluyor. Çiftçi de üretici de borçlu. Çiftçilerin bankalara aralık 2024’deki borçları toplam 868 milyar 627 milyon liraydı. Ülkemize ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 300 bin civarında. Bu sayı yani çiftçilerin bankalara olan borçları ocak 2025’te 890 milyar liraya çıkmış bulunuyor. Çiftçinin takibe düşen borçları 2024 aralık ayında 3 milyar 621 milyon lirayken 2025 yılı ocak ayında 4 milyar 800 milyon liraya ulaştı. 2007-2025 yılları ortasında verilen toplam dayanak 493 milyar lira. Tarım kanununun 20’nci unsuruna nazaran ve ulusal gelirin yüzde 1’inin çiftçiye verilmesi gerekiyor. Bu da toplam 2007-2025 yılları ortasında 1 trilyon 867 milyar lira yapıyor. Meğer çiftçiye verilen 493 milyar lira. Verilmeyen 1 trilyon 374 milyar lira. Bu durumda çiftçiye kelamda takviye veriliyor. Lakin verilen takviyeler bir yıl sonra ödendiğinden ve düşük meblağlar olduğundan çiftçinin dişinin kovuğuna gitmiyor. Çiftçi de üretici de, besici de problemli.
“Çiftçinin borcunu 2027 yılına kadar öteleyin, faizini silin”
Yem fiyatları arttığı için hayvancılığın küçük aile tipinde sürdürülebilirliği neredeyse ortadan kalktı. Küçük aile tipi işletmelerde, çiftçiler ürettiği eserden para kazanamıyor. Bir yerde tüccara mahkum. Bu ülkede ortacılar yattığı yerden para kazanıyor. Üretici, besici, çiftçi bir yıl ürettiği eserden para kazanamıyor. Bunun yanında vatandaş da kıymetli eser alıyor. İthalat yoluyla ülkemize getirilen eserlerin fiyatları da ne acıdır ki yerli eser fiyatıyla tıpkı satılıyor. İthalat niçin yapılır? Piyasayı dengelemek için. O denli olmuyor. Birileri de oradan vurgun vuruyor. Hem vatandaşın mağdur hem üreticinin, çiftçinin, besicinin mağdur olduğu bir sistemde besin da sıkıntıların gelecekte daha artacağı bir gerçek. İktidar tarımda planlı öngörülebilir global iklim değişikliğiyle ortaya çıkacak sıkıntıları da dikkate alarak süreci yanlışsız yönetmeli. Şu anda tarımda sıkıntılar katlıyor. İcra kapıya dayanmış, traktörü gidiyor, yeri gidiyor. Çiftçi, üretimden uzaklaşıyor. Kırsaldan göç devam ediyor. Meselelerini attığı yerde besinde önümüzdeki süreçte arz sorunu yaşanmaması mümkün değil. Onun için yetkilileri uyarıyoruz. Çiftçiye takviyesi, daha üretimi yapmadan yani tarlaya tohumu attığında verin, 2024 yılının dayanaklarını, 2025 yılında vereceğinize 2025 yılının dayanağını de çabucak çiftçiye ödeyin. İcraları durdurun. Traktöre, yere, icra gelmesin. Çiftçinin borcunu 2027 yılına kadar öteleyin, faizini silin. Çiftçiye bir can suyu verin.”
