Omurilik ve hudut sistemi yaralanmalarının hayati sonuçlar doğurduğunu belirten Prof. Dr. Orhan Şen, felcin biçiminin travmanın yerine nazaran değiştiğini söyledi. Haberler.com yayınına katılan Prof. Dr. Şen, beyne yerleştirilen çip teknolojilerinden fizik tedavinin ehemmiyetine kadar birçok başlıkta dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
“OMURİLİK YARALANMASI BOYUN BÖLGESİNDE OLURSA HEM KOLDA HEM DE BACAKTA FELÇLİK OLUYOR”
Travmanın düzeyine nazaran farklı felç çeşitlerinin gelişebileceğini belirten Prof. Dr. Şen, “Omurilik yaralanması boyun bölgesinde olursa hem kolda hem de bacakta felçlik oluyor. Sırt yahut bel bölgesinde bir hasar varsa bu durum çoklukla belden aşağıyı etkiliyor” dedi.
“BELDEN AŞAĞISI FELÇ OLAN HASTAM 1.5 YIL SONRA YÜRÜMEYE BAŞLADI”
Hastalarda küçük sinirsel hareketlerin bile umut olduğunu belirten Şen, bir hastasının sürecini şöyle anlattı: “Belden aşağısı felç olan hastamın ayak parmağında ufak bir hareket vardı, ameliyattan 1.5 yıl sonra yatalak çocuk walker ile yürüyebiliyor.”
“FİZİK TEDAVİ BIRAKILMAMALI, ÇİP TEKNOLOJİSİ UMUT VADEDİYOR”
Ameliyat sonrası tedavi sürecinin ehemmiyetini vurgulayan Prof. Dr. Şen, “Ameliyattan sonra fizik tedavi koşul, bırakılmaması gerekiyor. Kaslar zayıflamışsa ve hareket kabiliyetini kaybetmişse, cerrahi operasyonlar sonuç vermez” dedi. Ayrıyeten, “Beyne çip yerleştirilerek felçli hastaların yürütülmesi hakikat, şu an deneysel aşamada” tabirleriyle teknolojinin geldiği noktayı aktardı.
Son olarak kalp sıhhatine da değinen Şen, “Eforlu EKG testi yaptırmıyorsanız sizin geleceğe dair kalp krizi riskinizi vermez” kelamlarıyla sistemli denetimlerin ehemmiyetini hatırlattı.
